Almanya krizden çıkabilecek mi?

Almanya krizden çıkabilecek mi?

Seçimlerden önce yazdığımız yazılarda Almanya’yı seçimlerden sonrasında bir hayli sıkıntının beklediğini defalarca vurgulamıştık. Seçim sonuçları bazı endişelerimizde haklı olduğumuzu gösterdi. Ancak yeni hükümetin kurulması yönündeki ilerlemelerin müspet bir seyir takip ettiğini ve sevindirici olduğunu söyleyebiliriz.

SEÇİM SONRASI ALMANYA

Seçimlerden önce gündemi meşgul eden konularla şimdikilere baktığımızda ise; savunma, silahlanma ve dış politikada istikamet tayini meselesinin gündemde hala öncelikli olduğunu, yabancı düşmanlığı ve ırkçı yükselişin geri plana itildiğini ve büyük bir ekonomik hamle için henüz hükümet kurulmadan anayasal ve kanuni  altyapıların hazırlanmakta olduğunu görüyoruz.

Almanya’nın ekonomik kalkınmayı öncelikle -şimdiye kadar izlenen politikaların aksine- borçlanmaya dayalı sağlamaya yöneleceği görülüyor. Üzerinde anlaşılan 500 milyar Euroluk borçlan-ma meblağının enflasyon üzerinde olumsuz etki ihtimaline rağmen istihdam ve ekonomik büyüme konusunda olumlu tesirler meydana getireceği açıktır. İlk elde yapılan borçlanmanın altyapı, eğitim, sağlık, enerji, çevre gibi alanlarda harcanacağının planlanması da gelir dağılımına müspet etki edecek bir karardır.

SAVUNMA VE GÜVENLİK ALANINA ÖNCELİK

Almanya bu ilk hamleyle birlikte savunma ve güvenlik alanında büyük harcamalara ve yatırımlara hazırlanıyor. Almanya’da neredeyse bütün askeri tesislerde ve kışlalarda bir yaşlanmanın söz konusu olduğu ve yenilenmelerinin gerektiği üzerinde durulurken, bilhassa ABD’den bağımsız hale gelip Avrupa’nın güvenliğini sağlayabilmek için silah sanayiinde ciddi yatırımların yapılması mecburiyeti vurgulanıyor.

SAVAŞ OLUR MU ? KORKUSU

Son yıllarda yaşananlar, Almanların önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde yeni bir dünya savaşının çıkacağına inanmalarına yol açtı. Bunun başlıca sebebi Ukrayna’ya saldıran Rusların saldırısının meydana getirdiği korkudur. Konunun uzmanları Almanya’nın şu anki haliyle böyle bir savaşa hazır olmadığı noktasında birleşiyor. Açığın telafisi için yatırım gücü ve teknik güç gerekiyor. Almanya bu iki konuyu aşabileceğini düşünüyor. Ancak nükleer güç olabilme ve yeterli asker sayısı konusunda büyük problemler söz konusu.

HİÇ BİR DEVLET ALMANYA’NIN NÜKLER GÜÇ OLMASINI İSTEMİYOR

Şöyle ki; iki Almanya’nın birleşmesi için yapılan ve 2+4 Anlaşması diye bilinen anlaşma metnine göre Al-manya nükleer silah üretemiyor ve bulunduramıyor. Öte yandan asker sayısını da 370 binin üzerine çıkaramıyor. Eski Doğu Almanya, Federal Almanya, Sovyetler Birliği, ABD, İngiltere ve Fransa tarafından yapılan anlaşma başka kısıtlamalar da getiriyor; ancak en önemlileri bunlar. Almanya’nın öncelikle ayağındaki bu prangalardan kurtulması gerekiyor. Bu ise şimdilik zor görünüyor. Hiçbir ülke Almanya’nın nükleer silah gücüne sahip olmasını istemiyor. Neredeyse tüm dünya kamuoyu iki dünya savaşı çıkarmış Almanya’nın bir üçüncüyü de çıkarabileceğinden korkuyor. 

ALMANYA’YI ÇETİN GÜNLER BEKLİYOR

Asker sayısındaki kısıtlamaya gelince; kalksa bile Almanların artık eskisi gibi askerliğe ilgi göstermemeleri ülkeyi yönetenleri bir hayli düşündürüyor. Bu sebeple epey bir zamandır devlet yetkililerinin ağzından, Alman gençlerin tekrar militer ruha dönmeleri yolunda telkinler yapılıyor. 

Ne taraftan bakarsak bakalım Almanya’yı çetin günler bekliyor. İşin ekonomik yönü halledilse bile savunma ve güvenlik konularının bir hayli baş ağrıtacağı sır değil.