OZAN YUSUF POLATOĞLU KİTABI

Yazar Orhan Aras: "Hastalanması ve ani vefatı beni ve onu sevenleri çok üzdü. Bir iki günlük tereddütten sonra yarım bıraktığım işe yeniden döndüm ve kitap üzerinde çalışmaya başladım."

Kitap kapağı

Ozan Yusuf’la nerede ve nasıl tanıştık hatırlamıyorum. Belki bir şiir, belki bir türkü, belki de bir dost sesi bizi tanıştırmıştı. Daha ilk günden birbirimize kanımız kaynamıştı. Ondan ilk hatırladığım sözler çok sevdiği Aşık Sümmani’nin o meşhur şiiriydi:

„Ervah-ı ezelden levh-i kalemde,
Bu benim bahtımı kara yazdılar.
Gönül perişandır devr-i alemde,
Bir günümü yüz bin zara yazdılar.“

Zaman oldukça bir araya geliyorduk. Bir defasında beni evimde ziyaret etmişti. Saatlerce şiirden, âşıklardan, sazdan, sözden ve Erzurum’un dağlarından konuşmuştuk. Erzurum’un Oltu ilçesine bağlı Güzeldere Köyü’nde doğup büyümüştü.
Çocukluğu o köyde ve derviş gönüllü babasının yanından geçmiş. 1990 yılında beraber Azerbaycan’a gittik. Uçakta birbirimize şiirler yazarak şiirle sohbet ettik. Kaldığımız otelde de aynı odada yatıyorduk. Gece yarısına kadar balkonda oturup Bakü’ye, Hazar’a bakarak hasretimizi gideriyor, âşıkların hasret kokan şiirlerinden okuyorduk.
Bakü’de gezdiğimizde de, o her yere dikkatle bakıyor, her gördüğü nesneyi hafızasına kaydediyordu. Bu bakışların bir süre sonra şiirle canlanacağını biliyordum. Nitekim öyle de oldu. Moskova’da uçağa binip de Frankfurt’a doğru yol alırken elime bir kâğıt tutuşturdu. Azerbaycan’da gördüklerini adeta bir destan havasında bana anlatmıştı:

Gezdik seyreyledik Azerbaycan’ı
Dilleri var bizim dilin aynısı.
Hoş-muhabbet cana yakın insanı
Halleri var bizim halin aynısı.

Çok uzakta değil aha şurada
Bir içimlik, bir solukluk sürede
Erzurum’dan kalkan rüzgâr orada
Yelleri var bizim yelin aynısı.

Aras akar yapar yüreklerde iz
Bir ağaçta dalız, aynı kökteniz
Tut ki Hazar, Karadeniz Akdeniz
Gölleri var bizim gölün aynısı.

Polatoğlu, böyle beyan eyleye
Aynı yürek lazım aynı söyleye
Namelerle aşar gider yaylaya
Yolları var bizim yolun aynısı…

Gurbetin ozanı kendi kendisini yetiştirmişti. Gönül aleminde Sümmani, Reyhani gibi üstatları vardı. Konya Aşıklar Bayramı’nda şiirleriyle, atışmalarıyla birincilikler kazanıyordu. Elli yıldır yaşadığı gurbeti en güzel dizelerle o anlatmıştı. „Mehmetlerin Ren Nehri‘ kıyısında hangi duygularla gezdiklerini en güzel onun dilinden dinlemiştik.
Onun otuz beşinci sanat yılını değerli dostum Hikmet Yazıcı ile birlikte kutlamıştık. Orada onun hakkında söylediğim sözler Gurbet Ozan’nı çok duygulandırmıştı.

Samimiydi. Dosttu. Güzel dilliydi. Bakışlarında ülkesinin renkleri vardı. Sevdiğini hareketleriyle belli ederdi. Çelme takmak, birilerini karalamak, bir yerde görev almak, dedikodu yapmak onun işi değildi. Söylediklerine gönülden inanır öyle söylerdi. Onunla ilgili bir kitap çalışmam vardı. Bu nedenle arada bir buluşuyorduk ve hayatı ile ilgili bazı bilgileri bana anlatıyordu.

Hastalanması ve ani vefatı beni ve onu sevenleri çok üzdü. Bir iki günlük tereddütten sonra yarım bıraktığım işe yeniden döndüm ve kitap üzerinde çalışmaya başladım.

Ozan Yusuf Polatoğlu ile ilgili çalışmaya Mart 2019 tarihinde başlamıştım. Kitapla ilgili bir kaç kez bir araya geldik. Kitabın yarısına kadar olan bölümlerini kendisi-ne göndermiştim. Bana gönderdiği 19.11.2019 tarihli iletisinde yazıya aktardığım bölümleri beğendiğini yazıyordu:

„Orhan Hocam, güçlü kalemin ve akıcı üslubunla güzel bir giriş yapmışsınız. Derinliği olan bir çalışma kanaatini hemen veriyor. Bundan dolayı durumu önemseyip daha zengin bir oluşumu sağlamak için yeni malzemeler göndermek isabet arz edecektir. İki-üç gün içinde şiirlerden ve makalelerimden de size ulaştıracağım. Şimdilik aşağıdaki notları gönderiyorum.“

Bu iletinin ardından yeni şiirlerinden ve makalelerinden de gönderdi. Kitabın bitiş aşamasında hastalandığını duydum. Ne yazık ki Avrupa’nın Ozan’ı 13.03.2021 tarihinde çok erken yaşta hayata gözlerini yumdu.

Atib’in de katkılarıyla hem Gurbet’in Ozanı kitabı hem de „Kültürümüzün Nağmeleri kitabı yayınlandı ve okuyucuların huzuruna çıktı. Umarım Ozan’ımızın ruhu şad olmuştur.

Orhan Aras