Federal Almanya Hükümeti’nden, Türk kuruluşları ile ilgili 16 soruya çarpıcı cevaplar

Öztürk Gazetesi Alman Hür Demokrat Parti (FDP)‘nin 11 Aralık 2020’de Federal Hükümete yönelttiği 16 maddelik önergesinin özel cevaplarına ulaştı. Gazetemizin elde ettiği kısmen gizli belgelerde Türkiye ve Almanya’daki Türk dernekleri ile ilgili flaş görüş ve iddialar yer alıyor. İşte ayrıntılar:

FDP Federal Almanya Meclisi Mitletvekili Stephan Thomae

BERLİN (Öztürk Özel)

FDP Federal Meclis Üyesi ve Federal Parlamento İç İşleri Komisyonu Üyesi Stephan Thomas öncülüğünde Federal Hükümete sunulan Türkiye’nin Almanya’daki kamusal alandaki faaliyetleri ve siyasi nüfuz oluşturma çabaları („Aktivitäten türkischer staatlicher Stellen in Deutschland, BT-Drucksache 19/25188“) ile ilgili 16 maddelik soru önergesine verilen flaş cevaplara Öztürk Gazetesi ulaştı. 

Muhalifler izleniyor bilgisi

Federal İç İşleri Bakanlığı’nın 28 Aralık 2020‘de FDP’ye ilettiği belgelerde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Almanya’daki aktivitelerini ve siyasi nüfuz elde etme çabalarını güçlendirdiğini ifade etti. 16 maddelik sorunun 1. ve 2.cisine ortak bir cevap veren Federal Hükümet, „Türk istihbaratı’nın özlllikle 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası Almanya’daki faaliyetlerini artırdığını ve bilhassa muhalifleri takip altına aldığını vurguladı. Bu bağlamda PKK ve FETÖ mensuplarının izlendiği ileri sürüldü. 

SETA Vakfı hedef alındı

Türkiye’nin uzun vadeli bir diaspora siyasetinin bulunduğunu ve bu siyasetle Almanya’da yaşayan Türkler ile Türk kökenli Almanlara etki etme çabalarının izlendiğini dile getiren soru önergesi cevabında, söz konusu diaspora siyasetinin Almanya’daki yurtdışı temsilcilikleri ve hükümete yakın duran dernek, topluluk ve kişiler vasıtasıyla yürütüldüğü vurgulandı. Öztürk‘ün ulaştığı raporda eski ismi Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD) olan Uluslararası Demokratlar Birliği (UİD), Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ve ilk olarak da 2017’den beri Berlin’de bir ofisi bulunan Siyaset, Ekonomik ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA)‘nın bu bağlamda faaliyetler yürüttüğü dile getirildi. Soru önergesi cevabının SETA ile ilgili bölümünde, „Vakıf, bilimselliği kullanılarak Türk hükümetinin görüşlerini kamuoyuna yansıtma çabası içerisinde.“ iddiasına yer verdi.

Vatandaşlardan online yardım talebi iddiası

Hükümet yetkililerinin üçüncü soruya verdiği cevapta, Türk güvenlik birimlerinin yurtdışındaki Türk vatandaşlarına darbe girişimi ile bağlantılı olduğu düşünülen kişileri fişlemeye azmettirdikleri iddiası ve bunun için online kayıt sistemlerinin, Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM)‘nün mobil uygulaması örneği yer aldı. Dördüncü ve beşinci sorulara verilen cevapta ise; Ekim 2020’de Sol Parti Meclis Grubu’na verilen cevaplara bakılması tavsiye edildi. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti muhaliflerine uygulanan baskılardan haberdar olunduğu aktarıldı.

Yurtdışı temsilcilikleri ile ilgili bilgi verilmedi

Soru altı ve yedi’de Türkiye Cumhuriyeti dış temsilciliklerinin sözkonusu baskı, istihbarat ve siyasi nüfuz oluşturma çabalarına karışıp karışmama bilgisine ise Federal Hükümet devlet güvenliği ve selametine zarar verebileceği nedeninden bir cevapta bulunmadı.

Aktif katılım ve uyum çabaları tehlike olarak değerlendirildi

Federal Hükümetin FDP‘ye verdiği diğer cevaplarda örneğin „Almanya‘da bulunan siyasi karar alıcılar ve siyasi partiler ile yakınlık oluşturarak Alman çoğunluk toplumunda bulunan siyasi tartışmalara etki etme“ iddiaları da yer aldı. Bazı Türk kökenli sivil toplum kuruluşlarının kamuoyunu ve siyaseti AK Parti ve Türk hükümetinin doğrultusunda etkilemeye çalıştığı ifade edildi. Öztürk Gazetesi‘nin ulaştığı soru önergesi cevaplarında Federal Hükümet, birçok Türk kökenli sivil toplum örgüt üyeleri, bilhassa yerel siyasette aktif katılım çabalarında bulunduğu, diyalog çalışmalarına önem verdiği ifade edilmesi ise dikkat çekti. Hukuk devletlerinde olmazsa olmaz kabul edilen aktif katılım ve uyum çabalarının sızma girişimi olarak değerlendirilmesi bazı soru işaretlerine neden oldu. Raporda Türk STK mensuplarının partilere aday olma çabalarının devlet güvenliğine tehlike arz ettiği yönündeki değerlendirmeleri kafaları karıştırdı. 

Takip ettikleri gruplar arasında UİD’nin yanı sıra, İslam Toplumu Milli Görüş (İGMG) ve „Türk aşırı sağcı“ gruplar yer aldığı dile geldi. Soru önergesine verilen yanıtta Alman iç istihbarat teşkilatının Milli Görüş‘ü izlediğine yer verildi. İGMG’nin diğer kuruluşlar gibi hem siyaset hem de toplumsal alanlarda muhatap alınma gayreti içerisinde olduğuna vurgu yapan belgede, Milli Görüş‘ün, Almanya İslam Konseyi (IR) üzerinden Alman İslam Konferansında temsil edildiği aktarıldı.

DİTİB din görevlilerini kim finanse ediyor?

Bunun yanında FDP meclis grubu Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) bünyesi altında görev yapan din görevlilerinin maaşları konusunda bilgi edinmek istemişti. Federal Hükümetin bu soruya verdiği cevabında ise, DİTİB din görevlilerinin genellikle resmi devlet memuru oldukları ve Türk devleti tarafından finanse edildikleri ifade edildi. Ancak kısa vadeli olarak Almanya’ya gelen din görevlilerinin kısmen cami cemaati tarafından finanse edildiği bilgisi de yer aldı. Bazı sorulara ise, devletin selameti için cevap verilmediği belirtildi

· Yasin BAŞ