Birol Keskin: “HDF 40 yıl önce neyse bugünde o çizgidedir”

Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu’nun (HDF) 40. yılını anlatan örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Birol Keskin, siyasi örgütlenmeye duyulan ihtiyacı Öztürk gazetesine anlattı.

Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu, Örgütlerden solumlu genel başkan yardımcısı Birol Keskin, HDF’nin 40. yılını Öztürk’e anlattı.
Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu, Örgütlerden solumlu genel başkan yardımcısı Birol Keskin, HDF’nin 40. yılını Öztürk’e anlattı.

BIELEFELD (Öztürk)
Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu, Örgütlerden solumlu genel başkan yardımcısı Birol Keskin, HDF’nin 40. yılını Öztürk’e anlattı.
1977 yılında Berlin’de kurulan HDF, Almanya genelinde yaklaşık 40 derneğin çatı örgütü. Kurucular arasında Hakkı Keskin, Salih Ünsal, Yüksel Pazarkaya, Dursun Atılgan, Necdet Güçavlı, Mehmet Manilboğa, Ali Uzun ve Ertekin Özcan bulunuyor.
İlk genel başkanlığını Ertekin Özcan’ın yaptığını söyleyen Birol Keskin, “HDF; temelinde insan olan bir örgüttür. Özgürlük, eşitlik ve dayanışma yolunda günümüze kadar çizgisini koruyarak gelmiştir. Bu çizgi şudur: 1960’lı yıllardan sonra Almanya’ya gelip yerleşen biz Türkiye kökenlilerin politik sesidir” dedi.

40. yıl broşürü
40. yıl broşürü

Daha etkin bir toplum olmalıyız

Birol Keskin şöyle devam etti: 50 yıldan fazla bir süredir Almanya’da yaşayan bizlerin, kendimizi ifade etme problemi olduğunu düşünüyorum. Yani, bizler burada çalışıyor, yaşıyor, üretiyor, vergimizi ödüyoruz, tüm bunlara rağmen daha halen Alman toplumuna uyumumuz konuşuluyor. İşte bu noktada, bana göre HDF’in misyonu başlıyor. Bu misyonda, daha etkin örgütlü olamadığımız için; örneğin yerel seçimlerde dahi oy kullanma hakkımız maalesef bulunmamaktadır. Halbuki bu kadar uzun süredir Almanya’da yaşayan bir toplum olarak, en azından yerel seçimlerde oy kullanma hakkına sahip olabilirdi. Bunu da bize Almanya çok görmemeliydi. Buna benzer onlarca problem ardarda sıralanabilir.

Demans hastaları yüzde 10’u buluyor

Tekrar bir örnek verirsek; 82 milyon Almanya nüfusunun yaklaşık 1,6 milyonu demans hastası. Resmi rakamlara göre Almanya’da yaşayan biz Türkiye kökenlilerin nüfusu yaklaşık 3 milyon, bununda bilinen 305 bini demans hastası. Yani nüfusumuzun yüzde 10’u. Yapılan araştırmalara göre bunun sebepleri kendini ifade edememe, dil bilmeme, topluma uyum sağlayamama ve tabii ki, özel sorunlar. Yaşlı ve hastalarımızla ilgili önemli bir sorun. Bu tip sorunları ancak örgütlü olup, kendimizi iyi ve gerektiği şekilde ifade edebilirsek minimalize edebilir, onlara daha yaşanabilen ortamlar hazırlayabiliriz. Dolayısıyla Almanya’ya yönelik siyaset yapmak bu bakımdan önem arz ediyor.”