Türkiye’deki Ekonomik Kriz bizi de Günah Keçisi Yapmış

Hergün eve gidip gelirken kullandığım “Yeniyol” caddesindeki bir manavın tezgahında sadece “şeftali” vardı. “Neden sadece Şeftali serdiniz?” diye sormaya cesaret edemedim, besbelli ki, satamayacak, fire verecek ve zarar edecekti. Tanıdık bir mahalle bakkalı ile konuyu konuştum, “Abi, 1 kg fire verdiğimiz takdirde bile zarar ediyoruz. Çünkü, aldığımız fiyatın üzerine 1 TL kar koyarak satıyoruz. Vatandaşın alım gücü maalesef kalmadı” cevabını verdi.

Giresun Çerkez Halk Plajı

Adnan ÖZTÜRK – Tatil notları

Türkiye’yi yönetenler “Ekonomik Krizi” ciddiye almasalarda, kriz hayatın her alanında, istisnasız her alanında kendini adam akıllı hissettiriyor. Sık sık Türkiye seyahati yapıyorum, her gittiğimde “Tercih ettiğim gıda ürünlerinde” fiyatların değiştiğini görüyorum. Fiyatlar sadece marketlerde satılan ürünleride değişmemiş, kadınlar pazarında da değişmiş; köy çileğinin kilosu tam 400 TL idi. Yine; Giresun – Ordu-Giresun Havalimanı arası taksi ücreti Mayıs ile Ağustos arası 50 TL artmış. Dönüş için fiyat aldım. Komşu taksici; “Abi, taksimetre 300 yazıyor ama sana 250 TL olur” dedi. Oysa bu fiyat Mayıs ayında 190 TL idi.

Türkiye’deki ekonomik kriz, yurt dışında yaşayan Türkleri de “Günah Keçisi” yapmış. Yurt dışındaki Türkler derken, daha çok Almanya’da yaşayan Türkler akla geliyor. Çünkü; 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde R. Tayyip Erdoğan yüzde 64.8 oy almıştı. Bu oran Türkiye’deki seçmenlerin dikkatinden kaçmamış, kafalarının bir yerinde not olarak kalmıştı. Sokak Röportajları yapan gazetecilerin söyleşi yapmak için bir numaralı tercihleri “YURT DIŞINDA YAŞAYAN TÜRKLER” olmuştu. Özellikle AK Partili birini yakalamışlarsa, gazetecilik diliyle “MANŞET BULANA KADAR” konuşturuyorlardı. Ve konuşturdular da.

Bu “İleri-Geri” konuşmalar Türkiye’de gündem oluyor. Kriz ile boğuşan vatandaş, derdini uzatılan mikrofona anlatmaya çalışıyor, zamlardan, kiralardan bahsediyor, fakat gurbetçi dinlemiyor. Hatta akıl vermeye bile çalışıyor. Buna benzer diyaloglar sosyal medyada çoğalınca, basında doğal olarak uzak kalamıyor. Mahalli gazeteler ve bazı TV kanalları “İma yollu” haber vermeye başlıyorlar. Dost sohbetlerine konu oluyor. Çok net bir şekilde, “Türkiye’de yaşamıyorsanız oy kullanmayın kardeşim” diyorlar. Bu fikri taşıyanların sayısı da maalesef az değil !

Yurt dışında yaşayanlara arasında, empati yapmadan ileri-geri konuşanlar maalesef var. Fakat sayıları yüzde 1 bile değildir. Bunlardan birisi bana; “Türkiye’de gördüğüm arabalar Almanya’da yok!” dedi. Şaşırdım. Dikkat ettim gerçekten inanarak söylüyor, “Yok” diyor. Halbuki bahsettiği arabaların tamamı Almanya’da üretiliyor. Olmaması mümkün değil.

SANDIĞA GİDER OYUNUZU ERDOĞAN’A ATARSINIZ

Burada şahit olduğum birkaç diyaloğu paylaşmak istiyorum:

Giresun Çerkez Halk Plajı’ndayız. Tatilciler kendi aralarında siyasi konuları konuşuyor. Uzun uzun dinledikten sonra tartışmaya Almanya’da ikamet eden bir vatandaş da dahil oldu. O dakikadan sonra tartışmanın ekseni tamamen gurbetçi üzerinden devam etti. Neler konuşulmadı ki?; gurbetçi dayanamadı, “Hayatımda hiç AK Parti ve Tayyip Erdoğan’a oy vermedim. Asla da vermem” demesine rağmen karşı tarafı inandıramadı: “Öyle dersiniz ama seçim günü sandığa gider oyunuzu Erdoğan’a atarsınız” cevabını verdi.

Bazı insanlarda o kadar büyük ön yargı oluşmuş ki, yurt dışında bulunan herkesin “Tayyipci” olduğunu düşünür hale gelmişler.

BUGÜN SATTIĞIMIZ ÜRÜNÜ YARIN YERİNE KOYAMIYORUZ

Esasında bütün sıkıntı “Alım Gücü” ile alakalı.

Yani ekonomik.

Vatandaş, arka arkaya gelen zamlardan bıkmış-usanmış durumda. Önünü göremiyor. Mesela: Giresun, İnönü caddesinde pazarcılık yapan bir köylümüz, “Aga, bugün sattığımız ürünü yarın tezgahımıza koyamıyoruz” diye içinde bulundukları durumunu kısaca özetleyi vermişti.

1 TL KAR İLE SATIŞ YAPIYORUZ

Hergün eve gidip gelirken kullandığım “Yeniyol” caddesindeki bir manavın tezgahında sadece “şeftali” vardı.  “Neden sadece Şeftali serdiniz?” diye sormaya cesaret edemedim, besbelli ki, satamayacak, fire verecek ve zarar edecekti. Tanıdık bir mahalle bakkalı ile konuyu konuştum, “Abi, 1 kg fire verdiğimiz takdirde bile zarar ediyoruz. Çünkü, aldığımız fiyatın üzerine 1 TL kar koyarak satıyoruz. Vatandaşın alım gücü maalesef kalmadı” cevabını verdi.

TİREBOU PAZAR YERİ

TİREBOLU’DA DONDURMA ZEBİLİ

Ekonomik sıkıntı, gelen zamlar vatandaşın sabrını iyice taşırmış:

Ali Kılıçarslan’ın “Zebil” daveti için Tirebolu’ya gittim. Davet mahalli Pazar Yeri’nin önüydü. Gelmişken pazarı gezeyim dedim. Pazarı U dönüşü yaptık, birkaç tezgahta müşteri vardı ama çoğu boş boş oturuyordu. “Kürtün Ekmeği” satanların tezgahında hareketlilik vardı. Dondurma ve çay faslından sonra Giresun’a dönmek için durağa geldik. Minibüs duraktaydı. “Kaptan ne zaman hareket edeceğiz?” diye sordum. “Araç dolunca” cevabını verdi. Ben; hani her yarım saatte bir gidilirdi falan deyince,  şoför hiç beklemediğim ses tonuyla tekrar söze girdi: “Beyefendi, bu minibüsün gidiş geliş bir maliyeti var. O maliyeti çıkarmadıktan sonra ben niye çalışayım ki?” dedi.

Bu zamana kadar hiçbir şoförden böyle tepkili bir konuşma duymamıştım.

BENİ KİMSE 6 TL İLE SATIN ALAMAZ!

Yine bir dolmuş şoförünün tepkisini buraya almadan edemeyeceğim.

Giresun Atapark’ta iki sanayi arası yolcu taşıyan dolmuşa bindim. Tesadüfen şoför mahalline oturdum, aradan 3-5 dakika geçtikten sonra arkadan bir ses geldi, “Kaptan, işimiz var, gidelim.” ‘Kaptan’ diye seslendiği kişi şofördü. Şoför kafayı hafiften geri çevirip adama, “Bizde işimizi yapıyoruz efendi” cevabını verdi. Bu tonda cevap vermesi beni bile rahatsız etti.  Aradan biraz zaman geçtikten sonra “Cevabınız biraz sert olmadı mı?” dedim. Bana verdiği cevap ise daha sert idi: “Abi beni kimse 6 TL’yi verip satın alamaz. İsteyen inebilir.” oldu.

A’dan Z’ye HER ŞEYE ZAM ve HERGÜN DEĞİŞEN FİYATLAR

Görülen o ki, ekonomik sıkıntı vatandaşı oldukca bunaltmış. Akaryakıttan,  gıda ürünlerine, ulaşıma ve A’dan Z’ye her şeye gelen ZAM sinirlerini iyece germiş! Vatandaşta onun için 20 senedir iktidarda olan AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kızıyor. O kızgınlıktan yurt dışında yaşayan Türkler de nasibine düşeni maalesef alıyor. Çünkü, AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan yurt dışındaki Türklerden yüzde 65 gibi büyük oranda destek alıyor. Sebeplerden biri bu.

DUYARSA DUYSUN ZATEN ZAMLARIN SEBEBİ O !

Giresun sebze yeşillikler noktasında çok zengindir. Ot kültürü yaygındır.

Yazıyı pazarcı teyzenin tepkisiyle noktalamak istiyorum.

Giresun’da belli yerlerde Kadınlar Pazarı var. Bu teyzede o pazarlada tezgahı olan bayanlardan biri. Haftada 2 veya 3 gün köyden topladığı veya tedarik ettiği yerli sebze ve meyveleri satıyor. Ürünlere gelen zamlardan, yüksek enflasyon konuşuluyordu. Soluklandığında; “Bu sitemlerinizi cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan duymasın!” diye şaka yollu sohbete dahil oldum. “Duyarsa duysun, zaten bu zamların sebebi o” cevabını verdi. Etrafdaki arkadaşlarla, Giresun şivesiyle verdiği cevaba hep beraber güldük.

GÖÇÜN 60. YILINDA YAŞADIK

Evet, 3 hafalık tatil süresince Türkiye’deki vatandaşın durumunun çok iyi olmadığını gördük. Fiyatların dengesizliği ve geçim sıkıntısı, insanlarımızı biraz karamsarlığa itmiş. O karamsarlık duygunun sonucu; yıllardır Türkiye’deki akraba, dost ve arkadaşlarımızdan görmediğimiz tepkileri “Göçün 60. Yılında” bize yaşattılar. Ama geçici olduğunu biliyoruz.