Sibel Cora

TELGTE (Öztürk)

Sibel Cora ile son durumunu konuştuk. Sibel hanım, bütün yaşadıklarını anlattıktan sonra; “Hastalığı ciddiye alalım, bu hastalık var, yakaladığını uzun süre bırakmıyor!” diye uyarıda bulundu.
İşte Sibel hanım ile yaptığımız söyleşi:

Babanız Niyazi Cora, korona hastalığına yakalandı ve hayatını kaybetti. Hastalık ondan size geçti ve 55 gün karantinada kaldınız, daha sonra da 3 hafta kura gittiniz. Öncelikle öğrenmek istiyorum, kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

· İyi hissediyorum… Fakat bazı belirtiler kaldı galiba. Göğüs hastalıkları doktoruna havale edildim, henüz sonuç gelmedi. Güneşli havalarda bile üşümem var, yediğimin tadını tam olarak alamıyorum. Yorgunluk devam ediyor, uyku ile aram pek yoktu. Ama bu aralar yorgunluktan olacak gözüm hep yatakta…

O KADAR GÜCÜME GİTMİŞTİ Kİ GÜNLERCE AĞLAMIŞTIM

Sohbetimizde anlatmıştınız, bazı dostlarınız hastalıktan sonra, negatif olmanıza rağmen sizden uzak durmuşlardı. O zaman ne hissetmiştiniz?

· Çok kötü olmuştum. Resmen şok geçirdim, üzüntüden günlerce ağladım. Kabul ediyorum; basında bu hastalık ile alakalı çok şeyler anlatıldı, kafalar biraz karışıktı. Fakat, ben 8 hafta karantinada kalmışım, kan değerlerim çok iyi olduğu için negatif raporu aldım. Doktorum, ‘Altın değerinde’ kanınız var dedi. Yüksek derecede bağışıklık kazandığımı söyledi. Araştırmadan, soruşturmadan, görüşmek istememeleri beni çok ama çok üzdü. Ben kesinlikle yapmazdım, asla…

Sibel Cora (48) ile röportajı Ems Nehri kenarında Ems Parkı içinde yaptık. Masamız ve oturduğumuz yer taştandı. İlk defa böyle bir ortamda söyleşi yapma imkanım oldu.

İNSAN HİÇ BİR ŞEYİ YANLIŞ ANLAMIYOR

O arkadaşlarınızla şimdi görüşüyormusunuz?

· Görüşüyorum.. Yanlış anladığımı söylediler, fakat insan hiç bir zaman yanlış anlamıyor. Hele böyle bir durumda asla. Çok ağrıma gitti!

· Bu hastalık hayatınızı zorlaştırdı mı?

· Yalnızlık depresyona sokuyor insanı. O kadar dolmuştum ki, acısını babamın mezarının başında çıkardım, boşaldım orada. Tutamadım kendimi. Çünkü; ne annemin ne de babamın cenazesinde bulunabildim. O kadar zor anlar yaşadım ki, anlatamam. Yaşadığım günler gözümün önüne geliyor, hatta fotoğraf çektirmiştim, ona baktım. Bu halime şükrediyorum! Toparlanmamın biraz zaman alacağını doktorlar söylediler. Senenin sonuna doğru iki haftalığına yine kur’a gideceğim.
Dünyam resmen değişti. Yaşamanın güzel olduğunun farkına vardım. Toparlanıp kendim için birşeyler yapmak istiyorum. O güce sahip olmak istiyorum.

BEN KENDİ KENDİMİ YALNIZLIĞA İTTİM

Karantina döneminde yalnızlığa itildiniz mi ?

· Hayır, kendimi hiç yalnız hissetmedim, devamlı arayanım oldu. Eşim, çocuklarım ve arkadaşlarım. Fakat, bir kaç kişi korktu hepsi o. Fakat, yalnızlığa ben kendim kendimi ittim. O da içinde bulunduğum psikolojiden dolayı.

BURASI GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL

Sibel hanım çok teşekkür ederim, Allah acil şifalar versin. Bu arada sayenizde Telgte’yi, Ems Nehri ve Parkı’nı görme imkanımız oldu. Harika bir doğa güzelliği var. İnşallah buraya gezmek içinde geliriz, oturur, çayımızı demler, kahvaltı da yaparız. Taze simitle de çok iyi gider. Ne dersiniz?

· Çok iyi olur, haber ederseniz bende hazırlık yaparım. Katkıda bulunurum. Burası gerçekten çok güzel, insana hayat veriyor, güzelliği büyülüyor. Atmosferi rahatlatıyor.

KORONA SALGININDAN YAŞLILARIMIZI KORUYALIM

Sohbetimizi noktalarken ne söylemek istersiniz, vermek istediğiniz mesajınız var mı?

· Bu hastalık var, insanlar lütfen ciddiye alsınlar. Yaşamayan bilmez, ama ben sonuna kadar yaşadım. Anlatılmaz acılar çektim. Nefes almanın, yediğinin içtiğinin tadına varmanın ne kadar önemli olduğunun farkına vardım. Sağlıklı yaşamak çok güzel…
Ayrıca, büyüklerimizi ve hastalarımızı koruyalım. Onların mücadele etme imkanları hiç yok. Ben onu da yaşadım.

Röportaj: Adnan ÖZTÜRK
Fotoğraflar: Hakan ÇETİNKAYA

Sibel hanım röportaja bisiklet ile geldi. Sorularımıza bundan önceki söyleşilerimizde olduğu gibi samimiyetle cevap verdi. Bu arada Telgte Altstadt’ı da gezdik.