HAYAT GİZEMLİ BİR SERÜVEN Mİ?

İster evinizdeki kanepede oturarak pencereden dışarı bakıp dağlara tırmanın, nehirlerde, denizlerde gezinin, ruhunuz sizi nereye yönlendirirse orayı seçin.. Şimdi moral zamanı. İçimize yolculuk yapalım. Soğuk kış günleri için enerji toplayalım.

Tarihi özelliğiyle dikkat çeken Heiderberg şehrinden bir kare..

2020`de şiddetli bir fırtınaya tutulduk. Sarsıcı bir kış geçirdik. Güvenli bir liman arayışı var. Çetin bir sınavdan geçiyoruz dünyaca. Karamsarlık vakiti değil. Yeni heyecanlar lazım.

Birazcık Polyannacılık oynayalım mı? Bu serüvenin galibi siz olun!. Haydi o zaman hazırlayın gurbetçi bavullarınızı düşelim yollara.
Tatil rotaları hazırladım sizlere. Belki ilham alırsınız.

“KALBİM HEİDELBERG DE KALDI”

Şehrin güzelliği bir aşk şarkısı olan ‘’Ich habe mein Herz in Heidelberg verloren’’ (Kalbimi Heidelberg’te kaybettim) şarkısına ilham kaynağı olur.

Şarkının sözleri her ikisi de Avusturyalı olan Fritz Löhner-Beda (1883–1942) ve Ernst Neubach (1900-1968) isimli şairlere aittir. Şarkı ilk olarak 1927 yılında müzikal olarak Viyana’da Volksoper de yayınlanır.

Şarkılara bile mısra olan bir masal şehri Heidelberg. Yeşillere bürünmüş tepeler arasında sakince akıp giden Neckar Nehri kenarında, yüksek kırmızı kiremitli binaları, tarihi köprüleri, şehiri tepeden izleyen eski kalesi, cıvıl cıvıl sokakları ile Heidelberg görülmeye değer.
Carl-Theodor Köprüsü kentin simgesi olarak kabul ediliyor.

200 metre uzunluğunda, 7 metre genişliğindeki Carl-Theodor Köprüsü, tarihi kaleyle birlikte kentin simgesi olarak kabul ediliyor. Köprüye gelen çiftler, sevgilerinin simgesi kilitleri buraya bırakarak, dilek tutuyor ve fotoğraf çektiriyor.

Frankfurt’tan araba kiralayarak geçerseniz yolunuzun üzerinde tabiat, sanat, kültür, müzik, bilim ve geniş alış-veriş imkanlarından dolayı Mannheim var. Mannheim Almanya’nın veya Avrupa’nın diğer büyük metropolları ile kıyaslanmasa da, özel bir karaktare sahip olduğu söylenebilir.

Carl Theodar ve Schloss Heidelberg 

İÇİMİZE YOLCUĞA NE DERSİNİZ?

İster evinizdeki kanepede oturarak pencereden dışarı bakıp dağlara tırmanın, nehirlerde, denizlerde gezinin, ruhunuz sizi nereye yönlendirirse orayı seçin.. Şimdi moral zamanı. İçimize yolculuk yapalım. Soğuk kış günleri için enerji toplayalım.

Benim gönlümde Türkiye var. Hayal ediyorum. Kilo, kilo Pazar Sepetine doldurduğum, dalından şeftali, buram buram kokan bahçe domatesi, salatalık..Bunları özler mi insan? Bana bu yaz bunların özlemi bastı ! Ya sayması bitmeyen faydaları ile kan karpuz. Hele yöre birde Ege ise, bunca tadın yanında çıtır çıtır bir gevrek ya da boyoz.. Kahvaltı tadına doyum olmaz.

EŞSİZ GÜZELLİĞİ İLE BATI KARADENİZ

Son yılların popüler tatil mekanları Çeşme, Alaçatı, Bodrum. Eğlence hayatının nabzını tutan tatil yöreleri. Ama huzur ve doğa güzelliği arıyorsanız Karadeniz’in şirin mi şirin minik ilçesi Amasra tam size göre.

Eşsiz manzara, taze deniz mahsulleri ve muhteşem salatayla birleştiğinde zamanı durdurmak isteyeceksiniz diye düşünüyorum.

Buraya kadar gelip de hediyelik eşya pazarına uğramamak olmaz. Ahşap ürünlerden oyuncaklara, güzel kumaşlardan yöresel lezzetlere her tür hediyelik eşyayı barındıran çarşıdan sevdiklerinize hediyelikler alabilirsiniz.

Kendinizi serin sulara mı bırakırsınız, sahilde piknik mi yaparsınız ? Geleni yaşayın. Uzun lafın kısası bu yazı tam da daldan dala bir yazı oldu. Herkese iyi tatiller.