İNSANI YAŞATAN, HAYATA ANLAM KATAN ŞEY SİZCE NEDİR ?

Yıllardır nezle bile olmamışım. Şu insan bedeni denen şey aslında çok güçlü bir sistem. Ama bazen o da bazı şeylere karşı koyamıyor. İşte o gün bugün kanser ile yolculuğum devam ediyor.

Kanatları suya değen martılar...

Bazen düşünürüz. Nedir hayatın anlamı diye. Bu tamamen bizim elimizde. 

Sabah uyandığınızda bizi hayata bağlayanbir uğraşımız, yanısıra yapmaktan zevk aldığımız bir hobimiz varsa. Sağlık, afiyet yerinde ise. Söyleyin bana, neden korkulur hayattan? Hele birde koskoca bir kalp varsa, sevgi doluysa..

 Bende aynı bu duygularla 64 yıl koca yılı geride bıraktım.. Ne ara geçti gitti. Geriye dönüp bakiyorum. Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım.? Ama gelecek yıllar belki çok daha güzel olacak. Yaşamadan bilemem ki. Benim hayat aslında tam bir kamyon arkası yazısı. 

HIZLI YAŞA GENÇ ÖL

Hızlı yaşa kısmını sonuna kadar yaşadım. 

Doğduğum günden beri gezmedik şehir, memleket kalmadı. 64 den 20 yıl çıkarıyorum. Okul yılları, anamın dizi dibindeyim. Geriye kalan 24 yıla 2 memleket, 5 ayrı şehir, 22 taşınma sığmış. Ortalama her yıl taşınmışım. 

TUTAMIYORUM ZAMANI 

Yıllar yılları kovalıyor. 2019yılı başlıyor. Esin tarihçesinde unutulmayacak bir yıl. Bu yıl yine hızlı başlıyor. 2018-2019 Yılbaşı. Klasik Dubai turumu yapıyorum. Her yıl 3 ay kalırım, bu sefer kısa tutuyorum. Mart ayında kızkardeşimin 60. Doğum günü. Amerikaya yolculuk var. Bu arada sürekli bir öksürük hakim bünyeye. Hausartz ziyaretlerimin hepsinin sonucu aynı. Kuru öksürükden zarar gelmez. Doktor öyle diyorsa zararsızdır deyip, öksürükle yaşamaya alışıyorum. 1 Mart 2019 günü ver elini USA. 12 saatlik uzun bir uçuş sonrası New York. Kızkardeşime, yeğenimle beraber sürpriz hazırladık. O bir iş seyahatinde, ben Amerikada. Geldiğimden haberi yok. Bir kaç gün teyze – yeğen keyifli günler yaşıyoruz. Büyük an geliyor. Birazdan kavuşacağız. İlk önce köpeği fırlıyor, geldiğini hissediyor. Ben kapı arkasına gizlenmiş beklemedeyim. Kapıyı kapatır kapatmaz karşısında ben. Müthiş bir duygu seli. Mutluluk gözyaşlarımız. Bir ay boyunca kimi eski anıları yad ediyoruz, kimi geziyoruz, kimi zaman da keyiflenip iki kadeh atıyoruz. Ama güzel şeyler kısa sürer. Dönüş zamanı adım adım yaklaşıyor. Ilk durak Türkiye. Mart sonu Istanbul. Morun en güzel halleri baharın müjdecisi Erguvanlar açmış, ılık ılık güneş soğuk Amerikadan sonra ruhuma çok iyi geliyor.

CANIMIN CAYIR CAYIR YANDIĞI AMA UNUTULMAYACAK BİR YAZ BAŞLIYOR. 

Esin Erel Nicoara Urla hatırası. İzmir’in doyumsuz, tarifsiz, güzel bir beldesidir.

Amerika – Türkiye – Almanya ve yeniden Türkiye. Nisan sonu kocamın İzmir iş seyahati var. Beni kimse tutamaz. Nisanda İzmir kaçmaz. Yeniden yollardayım. İzmir güneşi, denizi beni kucaklıyor. Bu sefer tatil bana iyi gelmiyor. Bu işte bir gariplik var. Bu ben değilim.Nefes alamıyorum. Bir doktora görünmekde fayda var. 

Yıllardır nezle bile olmamışım. Şu insan bedeni denen şey aslında çok güçlü bir sistem. Ama bazen o da bazı şeylere karşı koyamıyor. 

İşte o gün bugün kanser ile yolculuğum devam ediyor.

Doktor der “bu ciğerle seyahat yasak”. Bir kaç ay Türkiye`de misafirim.

İzmir Urla`da bir yazlık kiralayarak işe başlıyorum. 6 Odalı kocaman bir yer. İlk misafirim her derdime deva kızkardeşim. Temmuz ayında kızım ve torunlar da geliyor. Yaz kadrosu hazır. 

Kanser birleştirici element oluyor. Tüm yaz boyunca kırk yıldır görmediğim hısım, akraba, eş dost dünyanın dört bir yanından misafir ağırlıyoruz. 

Hani derler ya “hayatımı yazsam roman olur.. İşte benimki o cinsten. Aslında kader yazıyor kitabımızı. Herkes elbette mümkün olduğunca sağlıklı, keyifli bir hayatı olabildiğince geç geride bırakmak istiyor. Ama kim bilir gelecek sayfalarda neler var?  Mutlu sonla biten var. Mutsuz biten var. Yarım kalan var.  Hatta romanın içinde bile küçük hikayeler var. Herkesin kitabı kendine özel. 

Benim 2019 yaz hikayesi de tüm çoşkusuyla, tutkusuyla, sevinci ile müthiş anılarla dolu olarak hatıralarda kaldı.

Koskoca bir seneyi daha geride bıraktık. 2020 yazı başlamak üzere. Bu yaz hiç bir şey eskisi gibi değil. Dünya karışık. Dubai yazlıkçılara giderseniz, geri gelemezsiniz tehditleri savuruyor, Amerika Corono`da liste başı. 

Bende gelecek zaman fiili ile yaşıyorum. Kavuşa“CAĞIZ” sarıla“CAĞIZ” 

O günlerde gelecek eminim. 

ÖLÜMSÜZ AĞAÇ ZEYTİN 

Yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile zeytin dikeceksin mesela, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığı için. (Nazım Hikmet Ran)

Ölümsüzlük, barış, bereket, bolluk ve daha pek çok simgesel anlamı olan bin yıllık tarihe sahip Zeytin ağacı..

Antik Yunan’da ağaçların ilki olarak anılan, Adem’e ilişkin bir efsanede insan ve tanrı arasında barışı sağladığı, Hristiyanlık’ta refah ve bolluğu temsil ettiği, Nuh Tufanı’nda yeniden doğuşu sembolize eden zeytin ağacı üzerine sayısız kitap ve şiir yazılmış. Efsanelere, mitolojiye ve masallara ilham olmuş. Ölmez Ağaç ya da Hayat Ağacı olarak anılan zeytin ağacı, antik çağlardan beri kimi zaman meyvesi kimi zaman yağı ile insan hayatında yerini almış, sağlık, lezzet ve güzellik getirmiş.

Dayanıklı ve kolay canlanan bir ağaç olan zeytin diğer meyve ağaçlarına göre çok uzun ömürlüdür. Bu nedenle eski Romalılar zeytin ağacına Vivax Oliva yani Yedi Canlı Zeytin adını vermişlerdir. Kışın yapraklarını dökmez. Gövdesi çökse de kurusa da köklerinden çıkan sürgünlerle yeniden doğar, canlanır.

Bu kurşuni yeşil zeytin ağacıdır.

Tanrı hepimize zeytin ağacı gibi güçlü, kuvvetli ömürler versin.